Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3626 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20997 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Adana 3. Aile MahkemesiTARİHİ :18.06.2013 NUMARASI :Esas no:2011/1031 Karar no:2013/603Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından; reddedilen ziynet alacağı talebi, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilip boşanmaya hükmedilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-davacı kadının birlik görevlerini, ihmal etmesine, eşini istemediğini söylemesine karşılık, davacı-davalı kocanın da eşinin hastalığıyla yeterince ilgilenmediği, eşine şiddet uygulayıp hakaret ettiği, eşini istemediğini söyleyip annesinden eşini alıp götürmesini istediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı koca daha ziyade kusurludur. Durum böyle iken tarafların eşit derecede kusurlu olduklarının kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesi uyarınca davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi kapsamında kalan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir2-Davalı-davacı kadın düğün ve nişan sırasında kendisine takılan ziynet eşyalarının davacı-davalı koca tarafından zorla bozdurulduğunu, elde edilen para ile Kireçocağı mevkiinde bulunan 7446 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bir kısım hissesinin 2005 yılı içerisinde satın alındığını, sonrasında satın alınan hissenin 2006 yılında satıldığını belirtip taşınmazın alımında kullanılan ziynetlerin aynen iadesini olmadığı taktirde bedelinin tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalı-davacı kadının davacı-davalı koca adına kayıtlı taşınmazlar hakkında katılma alacağına ilişkin derdest davasının bulunduğu, davalı-davacı kadına ait ziynetlerin bozdurulup taşınmaz alımında kullanıldığına dair iddianın bu davada değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek talebin reddine karar verilmiştir. Tefrik edilen mal rejimi davasına konu taşınmazın 2006 yılında satıldığının davalı-davacı kadın tarafından beyan edildiği gözetilerek işin esasının incelenip ziynet alacağına ilişkin talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle talebin reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.