Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3604 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 10701 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ :Adana 1.Aile Mahkemesi TARİHİ :23.1.2007NUMARASI :Esas no:2006/820 Karar no:23007/28Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * temyiz eden Ş.S.. vekili Av. İ.A.. geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmediler. Yapılan tebligatın komşusunun imzası olmadığından usulsüz olduğu görüldü.Davalı vekili "duruşma talebinden vazgeçiyoruz, evrak üzerinde inceleme yapılsın" dedi. Evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dava konusu 27 parseldeki 6 ve 10 bağımsız bölüm nolu taşınmazlar, davacı adına kayıtlı iken, davacının bu taşınmazlarını 25.6.1996 tarihinde davalı eşine satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır. Taşınmazların temlikine ilişkin akti ilişki davacı ile davalı arasındadır. Davacı, bu taşınmazlarını davalı eşine bedelsiz olarak devrettiğini ileri sürmek suretiyle muvazaaya dayanarak, davalı adına olan kaydın iptali ile kendi adına tescilini, bunun kabul edilmemesi halinde taşınmazların bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Geçerliliği resmi şekle tabi bir akti ilişkinin tarafları (bunlar karı koca olsalar bile) muvazaa iddiasını tanıkla ispat edemezler. (B.K.m.18/2, HUMK.290) Muvazaa iddiasının, akti ilişkin tabi olduğu aynı kuvvetteki delille kanıtlanması gerekir. Davacı, bu yönde bir delil getirememiştir. O halde, bu taşınmazların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilemez. Davacının bu taşınmazlarla ilgili bedel talebinin de reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Davalının, 4 parseldeki (5) nolu bağımsız bölümü üçüncü kişiden 5.8.1999 tarihinde alım suretiyle, 12 nolu parselde kayıtlı (9) nolu bağımsız bölümü ise, yine üçüncü kişiden 25.11.1991 tarihinde alım suretiyle iktisap ettiği anlaşılmaktadır. Bu taşınmazların edinildiği tarihte, taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerlidir. (TKM.m.170, 4722 s. Yürürlük K.m.10/1) Davacı, davalı adına kayıtlı bu taşınmazların alımına para vermek suretiyle katkıda bulunmduğunu ileri sürmüş, katkısı oranında alacak talep etmiştir. Taraflar arasındaki mal rejimi aralarında akti ilişki kurmalarına engel değildir. Davacı, evliliğin devam edeceği inancıyla davalıya ait taşınmaz edinimine katkıda bulunmuş ise, sağladığı bu katkının karşılığını talep edebilir. Toplanan delillerden tarafların ikisinin de çalışıp gelir elde ettikleri, davacının, davalının üçüncü kişilerden satın alma suretiyle iktisap ettiği 5 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin alımına geliri ile katkıda bulunduğu gerçekleşmiş, bu katkının oranı belirlenmemiştir. Mahkemece yapılacak iş; (5) ve (9) bağımsız bölüm nolu taşınmazların, satın alma tarihindeki değerlerini belirlemek, davacının, Türk Kanunu Medenisinin 152'nci maddesinden kaynaklanan iaşe yükümlülüğü de dikkate alınmak suretiyle geliri ile, bu taşınmazların edinilmesine sağladığı katkıyı ve bunun taşınmazların alım bedelleri içindeki oranını tespit etmek, belirlenen bu oranı, taşınmazların dava tarihindeki sürüm bedelleri ile çarpmak, bu suretle davacıya ödenecek miktarı saptamaktan ibarettir. Açıklanan yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2. bentteki bozma sebebine göre, 5 ve 9 bağımsız bölüm nolu taşınmazlarla ilgili sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.