Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3603 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1169 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Balıkesir l.Aile MahkemesiTARİHİ :30.12.2011 NUMARASI :Esas no:2010/585 Karar no:2011/1012Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece davalı-davacı kadın ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı kocanın geçim ve bakımla ilgili birlik görevlerini ihmal ettiği, kayınvalidesine "kızını al götür" şeklindeki beyanda bulunması ve ailesinin de gelip davalı-davacıyı götürmesi sonucu eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı; buna karşılık davalı-davacı kadının da eşine ağır sözlerle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Durum böyleyken; mahkemece, davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; eşit kusur durumunda da boşanmaya karar verileceğinden (TMK. md. 166/1), verilen boşanma kararı hüküm sonucu itibarıyla doğru olup, davalı-davacı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanma hüküm gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiş (HUMK. md. 438/7) ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.2-Yukarıda l. bentte açıklandığı gibi; taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına tazminata karar verilemez (TMK. md. 174/1-2). Durum böyleyken davacı-davalı kocanın manevi tazminat talebinin reddi yerine, kabulü isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.3-Boşanmayla yoksulluğa düşecek olan eş, diğer taraftan daha fazla kusurlu olmamak koşuluyla yoksulluk nafakası talep edebilir (TMK. md. 175). Davalı-davacı kadının kocasına göre daha fazla kusurlu olmadığı hususu gerçekleştiğine göre; hatalı kusur belirlemesi gerekçe gösterilmek suretiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. 4-Yukarıda açıklanan gerçekleşen olaylar sonucu davalı davacı kadının kocasından ayrı yaşamada haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumda; kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının; sadece ortak çocuk için değil, kadına yönelik olarak da kabulüyle kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, talebinin reddi de doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin karar gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.