Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3601 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19330 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Burhaniye 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :22.10.2013 (karar) 24.02.2014 (ek karar)NUMARASI :Esas no:2013/400 Karar no:2013/78 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm ve "kararın temyiz edilmemiş sayılmasına" dair 24.02.2014 tarihli ek karar davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahalli mahkemece verilen “kararın temyiz edilmemiş sayılmasına” dair 24.02.2014 tarihli ek karar, davacıya 13.03.2014 günü tebliğ edilmiş, davacı vekili bu kararı 04.06.2014 günü verilen dilekçe ile temyiz etmiştir. Temyiz edilen "kararın temyiz edilmemiş sayılmasına” dair olan ek karar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesinin (4.) fıkrasındaki sebebe dayanmadığından, aynı maddenin (5.) fıkrasındaki temyiz müddetinin burada geçerli olmayacağı kabul edilerek, ek karara yönelik temyiz itirazları incelenmiştir.Mahalli mahkemece, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432’nci maddesinin (4.) fıkrasında gösterilen iki halin varlığı durumunda temyiz talebi reddedilir. Bunlar temyizin, kanuni süre geçtikten sonra yapılmış olması ve temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin bulunmasıdır. Bu iki halin dışında, temyiz harca tabi ise, temyiz dilekçesi verilirken, gerekli harç ve giderlerindeki eksikliğin, mahkemece yapılan bildirime rağmen verilen kesin süre zarfında ilgilisi tarafından tamamlanmamış olması halinde de (HUMK.md.434/3) mahkeme, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın temyiz edilmesi halinde 432’nci maddenin son fıkrası kıyasen uygulanır. Böyle bir durumda, 432’nci maddenin son fıkrasında yer alan hükmün uygulanabilmesi için, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin kararın münhasıran Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesindeki duruma taalluk etmiş olması gerekir. Bu maddedeki hal dışında başka bir sebeple “kararın temyiz edilmemiş sayılmasına" karar verildiğinde, kanun yolunu kapatan bu nitelikteki bir kararın Yargıtay denetimi dışında olduğu kabul edilemez. Somut davada, boşanma kararı verilmiş, bu karar henüz kesinleşmeden davacı boşanma davasından feragat ettiğini mahkemeye 04.11.2013 günü yazılı olarak bildirmiştir. Böyle bir durumda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olup olmadığına bakılmaksızın, sırf bu sebeple dosyanın temyiz incelemesine gönderilmeyeceğini, hakimin dosya üzerinden bu konuda ek karar vereceği hükme başlamıştır (Yönetmelik md.57). Hakim, dosya üzerinden bu konuda ek karar verebildiğine göre, hükmün kesinleşmesinden önce, davacının davadan feragat etmesi halinde dosyanın temyiz mahkemesine gönderilmesi de mecburi değildir. Dolayısıyla hakimin, davadan feragat dilekçesi üzerine ilgiliden temyiz harç ve giderlerini istemesi, ilgilinin kanunen yatırmak zorunda olmadığı bir gideri yatırmakla yükümlü tutulması, kanuna aykırıdır ve yatırmama durumunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesindeki hukuki sonuç hasıl olmaz. Bu bakımdan ek karar usul ve kanuna aykırı olup, bozularak ortadan kaldırılmasına, davacı hüküm kesinleşmeden davadan feragat ettiğini bildirdiğinden, bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen 24.02.2014 tarihli ek kararın yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple bozularak kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının davadan feragat hususu gözetilerek bir karar verilmek üzere BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.