MAHKEMESİ :Eskişehir 3. Aile MahkemesiTARİHİ :18.07.2013 NUMARASI :Esas no:2013/149 Karar no:2013/549 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece "taraflar arasında evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek geçimsizlik mevcut olduğu, bu sonuca tarafların ortak kusurlarıyla ulaşıldığı" kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacının düzenli olarak çalışmadığı, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret edip evden kovduğu, davalının da kocasına " sen erkek misin" dediği ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı (koca)'nın davalıya göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı az kusurlu olup, dosya kapsamına göre davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartlarının gerçekleştiği gözetilerek, boşanma kararı bu sebeple sonucu bakımından doğru bulunmuş, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiş, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yersiz bulunmuştur. 2-Davalı vekili, 22.05.2013 tarihli dilekçesinde " boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkili için yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminat" talep etmiştir. Mahkemece; davalının ön inceleme duruşmasına kadar tazminat talebinin bulunmadığı, sonradan talep edilmesine de davacının muvafakatinin olmadığı " gerekçesiyle tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez (HMK. md. 141/1) ise de, ıslah yoluyla tahkikatın sona ermesine karar bu taleplerin ileri sürülmesi mümkündür (HMK. md. 141/2). Islah da, diğer tarafın kabulüne bağlı değildir. Davalı vekili, 17.07.2013 tarihli dilekçesindeki nafaka ve tazminat taleplerinin ıslah niteliğinde olduğunu belirterek, bu taleplerini yinelemiştir. O halde, ortada davalının geçerli bir ıslahı mevcuttur. Bu husus dikkate alınarak, davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin esasıyla ilgili bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Davalının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken bu hususun nazara alınmaması da doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple boşanma bakımından kusura ilişkin gerekçe değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.