Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3430 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17388 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Cihanbeyli Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :06.03.2012 NUMARASI :Esas no:2011/193 Karar no:2012/135Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuklardan 3.4.1993 doğumlu olan M. dava tarihinde ergin olduğu, bu nedenle tedbir nafakası verilmemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, yine 1997 doğumlu müşterek çocuk M.için de Danimarka makamlarınca 1193 Danimarka Kuronu nafakanın davalı koca tarafından davacı kadına ödenmesi yönünde karar alındığı, bu nedenle Melisa içinde tedbir ve iştirak nafakası verilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.2- Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davalı-karşı davacı kocanın eşine ağır hakaretlerde bulunduğu, davacı-karşı davalı kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda kocanın tamamen kusurlu olduğu, kocanın bu kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; taraflar arasında Danimarka idari makamlarınca verilen boşanma kararına atıf yapılarak, mal varlıklarının karşılıklı olarak paylaştıkları, bu nedenle kadının bu dava dosyasında tazminat talep etmesinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki iyi niyet kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de Danimarka idari makamınca verilen boşanma kararının tenfiz ve tanınması Türk mahkemelerince yapılmadığı gibi, ayrıca Danimarka idari makamlarınca verilen bu kararın tenfiz ve tanınmasının da mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-davalı kadının maddi (TMK. md. 174/1) ve manevi (174/2) tazminat taleplerinin yazılı olduğu gerekçeyle reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı kadın lehine tazminatlar yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.