Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3271 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19444 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Çermik Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :20.05.2014NUMARASI :Esas no:2013/57 Karar no:2014/153Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat istekleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK.m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada davalı-karşı davacı tanıklarının olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. Davalı-karşı davacı (kadın)'ın tanıklarının "koca tarafından kadına sürekli fiziksel şiddet uygulandığına, kocanın ve ailesinin kadını istemedikleri ve aşağıladıklarına" dair beyanları duyuma değil doğrudan görgüye dayalı bulunduğundan hükme esas alınmalıdır. Açıklanan sebeplerle davalı-karşı davacı (kadın)'ın sürekli eşine hakaretlerine karşılık, eşine sürekli fiziksel şiddet uygulayan, istemediğini söyleyerek aşağılayan ve ailesinin aynı yöndeki beyanlarına sessiz kalan davacı-karşı davalı (koca)'nın evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Durum beyleyken, davalı-karşı davacı (kadın)'ın boşanmaya neden olaylarda davacı-karşı davalı (koca)'ya nazaran daha ziyade kusurlu olduğu yönündeki kusur belirlemesi ile bu hatalı kusur belirlemesi sonucu davalı-karşı davacı (kadın)'ın maddi (TMK. md. 174/1) ve manevi tazminat (TMK md. 174/2) istekleri ile yasal şartları oluşan (TMK md. 175) yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı (kadın) yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.