Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3215 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 20370 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ :Gelendost Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :22.10.2008NUMARASI :Esas no:2008/55 Karar no:2008/100Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün her iki dava yönünden temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 23.2.2010 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle terk nedenine dayalı bir davanın bulunmamasına göre davacı-karşılık davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki kendi davasının reddine ilişkin temyiz itirazları yersizdir.2-Davalı-karşılık davacı kadının davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davalı-davacı tanıklarının ifadelerinde geçen olaylar davalı-davacı kadından duyuma dayalı olup taraflardan aktarılan olaylar sabit kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davalı-davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davalı-davacı kadının boşanma davasının da reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.3-Kabule göre de; tefhim edilen kısa kararda tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat yönünden hüküm kurulmadığı halde; gerekçeli kararda bu yönlerden de hüküm kurularak çelişki yaratılmıştır.Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış bile olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma nedenidir. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacı-davalının kendi boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının 1.bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, bozma kapsamına göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.