Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3153 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16761 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Nazilli Aile MahkemesiTARİHİ :03.05.2012 NUMARASI :Esas no:2011/111 Karar no:2012/320Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve davacı-davalı (koca)'nın reddedilen manevi tazminat talebi ile davalı-davacı (kadın)'ın kabul edilen tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı-davacı kadının 2009 yılı Haziran ayında ortak konutu kendiliğinden terk ettiği, tarafların o tarihten sonra ayrı yaşamaya başladıkları, bu tarihten kısa bir süre sonra kalp ameliyatı olan davacı-davalı eşini, kendisine haber verilmesine rağmen arayıp sormadığı, geçmiş olsun dileğinde dahi bulunmadığı, hastalığı ve tedavisi ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı-davacı kadının gerçekleşen eylemleri, kocanın kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektirir. Öyleyse boşanmada kusuru bulunmayan davacı-davalı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata (TMK.m. 174/2) hükmedilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru görülmemiştir.2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Yukarıda birinci bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.3-Davalı-davacı kadının, Türk Medeni Kanununun 197/1. maddesi uyarınca açtığı birleşen bağımsız tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta haklılığını ispatlaması gerekir. Yukarıda birinci bentte açıklandığı üzere davalı-davacı kadın müşterek konutu kendiliğinden terk etmiş ve ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında tedbir nafakası davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1., 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.