Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30497 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16836 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Kulu Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :18.10.2012 NUMARASI :Esas no:2009/869 Karar no:2012/643Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile "tanımaya" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Kadın, 23.12.2009 tarihinde boşanma davası açmış, davalı tarafından da "yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması" talebiyle karşı dava açılmıştır. Karşı dava, "tanımaya" ilişkindir. Mahkemece; boşanma davasının "kanıtlanamadığından" reddine, tanımaya ilişkin karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı (kadın) tarafından sadece boşanma davası ve buna bağlı fer'i talepler yönünden temyiz edilmiştir. Karşı davanın kabulü suretiyle verilen tanıma kararı temyizin şümulü dışında bırakılmakla usulen kesinleşmiştir. Tanıma kararının kesinleşmesiyle, yabancı ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere hüküm ve sonuç doğurmuştur (5718 s. MÖHUK md. 54). Bu halde, taraflar yabancı mahkemece verilen boşanma kararının kesinleştiği tarihten (01.10.2010) itibaren boşanmışlardır. Durum böyle olunca, gelinen bu aşamada kadının açmış olduğu boşanma davasının esası hakkında bir karar verilmesine artık lüzum bulunmamaktadır. Öyleyse boşanma davasının esası hakkında konusuz kalması sebebiyle bu yönde hüküm tesis edilmeli, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının boşanma davası açmakta haklı olup olmadığı tespit edilerek yargılama giderleri ve vekalet ücreti buna göre tayin ve takdir olunmalıdır. Bu husus nazara alınarak hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davacı, boşanma davasıyla birlikte davalıdan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde de bulunmuştur. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması sebebine bağlı olarak boşanma davasının konusunun kalmamış olması, boşanmanın fer'i niteliğindeki bu talepleri hükümden düşürmez. Boşanma davasıyla birlikte talep edilen bu hususlar hukuki varlığını devam ettirdiğine göre, davacının bu taleplerinin esasıyla ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Tarafların müşterek bir çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Tanınmasına karar verilen yabancı boşanma kararında çocuğun velayetine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Çocuğun nüfusa tescil edilmemiş olması, velayetinin düzenlenmesi gerekliliğini ortadan kaldırmaz. Bu bakımdan davacı-karşı davalı (kadın)'dan çocuğun doğum tarihi ve adıyla ilgili açıklama istenip, evliliğin boşanma ile sona erdiği nazara alınarak mevcut çocuğun velayetiyle ilgili düzenleme yapılması gerekir (TMK md. 336/2). Bu hususun nazara alınmamış olması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 1. ve 2. bentlerde oybirliğiyle, 3. bentte sonuçta oybirliği gerekçede oybirliğiyle karar verildi.