MAHKEMESİ :Adana 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :22.03.2011NUMARASI :Esas no:2009/467 Karar no:2011/203Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 25.09.2012 gün ve 11187-22431 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Dava; mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin tasarrufun iptali, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olup, çıkarılan mirasçı tarafından, çıkarmadan yararlananlara karşı açılmıştır.Mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetname, Türk vatandaşı olan vasiyetçi tarafından yurtdışında el yazısıyla düzenlenmiş, düzenlendiği ülkede açılıp okunmuştur. Vasiyetnamenin açılıp okunması işlemi ve bu işlemi belirleyen yabancı mahkeme kararı, maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde değildir. Çıkarmanın iptali davası için, vasiyetnamenin açılıp okunmasına dair yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınmasına ve tenfizine de lüzum bulunmamaktadır. Açılıp okunduğunun yabancı resmi belge ile belgelendirilmiş olması yeterlidir. Vasiyetnamenin açılıp okunmasının onun geçerliliği üzerinde bir etkisi yoktur. Başka bir ifade ile usulünce açılmayan bir vasiyetname, bu işlem yapılmadı diye geçersiz hale gelmez. Vasiyetnamenin usulünce açılıp okunması, buna bağlanan sonuçların doğması için gereklidir. Bu sonuçlar da, iptal, tenkis ve istihkak davalarına ilişkin yasal sürelerin başlangıç noktasını oluşturması ve ilgililerin vasiyetnameden kaynaklanan haklarını elde etmelerinin yolunu açmasıdır. Bu bakımdan bozma kararı yanılgıya dayalıdır. Davada, çıkarma sebebinin varlığı konusunda ispat yükü kendilerine düşen davalılar (TMK md. 512/2) sebebin varlığını (haklılığını) ispat edememişlerdir. Bu nedenle mahkemenin bu yöne ilişkin tespiti yerindedir. Ne var ki sebebin varlığı ispat edilememiş ise, tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir. Diğer bir ifade ile mirasçılıktan çıkarılan E."saklı payı" dışında geçerli olur (TMK md. 512/son). Öyleyse, böyle bir durumda davaya tenkis davası olarak devam olunması ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu itibarla davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına (HUMK md. 440/1-4) hükmün yukarıda gösterilen sebeple "değişik" gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ:Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/1-4. maddesi gereğince davacının karar düzeltme talebinin yukarıda gösterilen sebeple KABULÜNE, Dairemizin 25.09.2012 tarihli 2011/11187 esas, 2012/22431 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.