Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2882 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16795 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Antalya 6. Aile MahkemesiTARİHİ :20.05.2013 NUMARASI :Esas no:2012/1005 Karar no:2013/449 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı; davalı ile Antalya 5. Aile Mahkemesinin 2011/408 esas 2011/1085 karar sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuk Seçkin'in velayetinin davalı anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına aylık 1000TL nafakaya hükmedildiğini ve anlaşma protokolü uyarınca müşterek çocuğun eğitim giderlerinin yarısının davacı tarafından karşılanmasının öngörüldüğünü, davalı tarafından imzalanan belge ile müşterek çocuk yararına hükmedilen nafakanın 15.10.2011 tarihinden itibaren ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu doğrultuda 15.12.2011 tarihine kadar olan nafaka borçlarının tarafınca ödendiğini, davalının o tarihte ekonomik sıkıntı içinde bulunduğunu belirtip gelecek ayların nafakaların peşin ödenmesini istemesi üzerine 15.12.2011 tarihli dekontla davalı hesabına 8500TL havale ettiğini, bu havalenin 1500TL'lik kısmının boşanma davasının açıldığı 8.4.2011 tarihi ile nafakanın başlangıç tarihi olan 15.10.2011 tarihi arasındaki döneme, geri kalan kısmının gelecek yedi aylık nafaka borcuna karşılık yapıldığını; davalının buna rağmen Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2012/8762 esas sayılı dosyasında peşin ödeme yapılan ayların nafaka bedelini de kapsar şekilde icra takibi başlattığını, takibe konu meblağın daha önce tarafınca ödenen kısmına yönelik borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacı tarafından 15.12.2011 tarihinde yapılan 8500TL'lik ödemeye ilişkin dekontun açıklama kısmında "geçmişe dönük nafaka ve eğitim" şeklinde bir ibarenin not düşüldüğü, bu itibarla yapılan ödeminin geçmiş dönem borçlarına dair yapıldığının kabulü gerektiği belirtilerek açılan davanın reddine karar verilmiş verilen karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. .Dava niteliği itibariyle boşanma protokolünden kaynaklı menfi tespit davasıdır. Davacı mahkeme gerekçesine konu ibarenin sehven yazıldığını, geçmiş dönem nafaka borçlarının tarafından daha önce ödendiğini yapılan ödemenin dava dilekçesinde belirtilen hususlara ilişkin olduğunu belirtmiştir. Davacı tarafından yapılan 21.10.2011 tarihli 1130TL tutarındaki havalenin açıklama kısmında “S.. E.. için Ekim ayı nafakası” ibaresi not düşülmüş ve takip eden aylarda yatırılan paraların nafaka bedeline tekabül ettiği anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında dosyaya sunulan 21.10.2011 tarihli 1130 TL, 4.11.2011 tarihli 1000TL, 15.12.2011 tarihli 1000TL tutarlı havalelere ilişkin dekontlar dikkate alınarak davacı tarafından geçmiş döneme ilişkin nafaka borçlarının tamamının ödendiği, bu itibarla 15.12.2011 tarihli 8500 TL tutarlı havalenin açıklama kısmında yazan "geçmişe dönük nafaka ve eğitim gideri" ibaresinin dekonta sehven yazıldığı iddiasının araştırılması zorunludur. Bununla birlikte davalı cevap dilekçesinde boşanma protokolüyle müşterek çocuğun okul, özel ders ve servis giderleri gibi eğitim giderlerinin yarısının davacı tarafından karşılanacağının öngörüldüğü, yapılan ödeme öncesinde davacı ile bu hususların konuşulup anlaşmaya varıldığını, yapılan ödemenin bu giderlere yönelik olduğu iddiasında bulunulmuştur. Ne var ki mahkemece tarafların iddia ve savunmalarında belirttiği bu hususlar yönünden taraf delilleri toplanılmamış taraflara iddia ve savunmalarını ispat imkanı tanınmamıştır. Hal böyle iken mahkemece tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin delilleri toplanılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de; davacı; delilleri arasında açıkça yemin deliline de yer vermiştir. Mahkemece hüküm tesisi öncesinde davacıya bu husus hatırlatılıp, davalıya yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususu sorulmadan işin esası hakkında karar verilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.