Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2815 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 17317 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ :İskenderun Aile Mahkemesi TARİHİ :22.7.2008NUMARASI :Esas no:2008/548 Karar no:2008/708Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Küçüğün evlat edinilmesi, ana ve babasının rızasıyla mümkündür (TMK.m.309/1) Bu hüküm, eşlerden birinin, diğerinin çocuğunu evlat edinmesi halinde de geçerlidir. Kanun, hangi hallerde rızanın aranmayacağını 311. maddesinde sınırlı olarak saymıştır. Buna göre; kim olduğu veya uzun süreden beri nerede olduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa ya da küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmemişse ana ve babadan birinin rızası aranmaz. Olayda, evlat edinilecek küçüğün ana ve babası boşanmış, boşanma kararıyla küçüğün velayeti babaya verilmiş; baba, daha sonra evlat edinme başvurusunda bulunan davacı ile evlenmiştir. Davacının evlat edinme isteği, Türk Medeni Kanununun 306. maddesinin (3.) fıkrasına dayanmaktadır. Küçüğün anasının evlat edinmede rızasının aranmamasına ilişkin davadan önce alınmış bir karar bulunmamaktadır. Ana, evlat edinme talebine ilişkin dava dilekçesinde, küçüğün babasıyla birlikte "davalı" olarak gösterilmiş, dilekçede "adresinin bilinmediği" belirtilmiştir. Mahkemece, davalı olarak husumet yöneltildiği halde, anaya "adresi gösterilmediği" için hiç tebligat yapılmamış, herhang ibir adres araştırmasına da gidilmemiş, dava dilekçesindeki "adresinin belli olmadığı" şeklindeki belirtme yeterli görülerek "ananın uzun süreden beri nerede olduğu bilinmiyor" kabul edilerek rızası aranmaksızın evlat edinme kararı verilmiştir. Ananın rızasının aranmama sebebi olarak kabul edilen "uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa" koşulunun varlığı için, bu kişinin yerinin uzun süreden beri tespit edilememiş olması gerekir. Bu da, bu yönde bir araştırma yapılmasını ve bu olgunun kanıtlanmış olmasını gerekli kılar. Mahkemece ananın yerleşim yeri adresi veya diğer adresi mahkemece hiç araştırılmadan, adresinin meçhul olması halinde ilan yoluyla tebligat yapılması yoluna gidilmesi imkanı mevcutken, bu yönde de bir tebligat yapılmadan yokluğunda hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.