Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2724 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 17333 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ :Karşıyaka 3.Aile Mahkemesi TARİHİ :4.6.2007NUMARASI :Esas no:2009/211 Karar no:2007/509Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın tapu iptal ve tescil isteği ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazları yersizdir.2-Taraflar 7.6.1997 tarihinde evlenmişler, 24.5.2002 tarihinde açılan boşanma davası sonucu boşanmalarına karar verilmiş, bu karar 28.1.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı-davalı koca tapu sicilinde eşi adına kayıtlı bulunan taşınmazın edinilmesine kazancıyla katkı sağladığını ileri sürerek katkısı karşılığı alacak talebinde bulunmuş; davalı-davacı kadın ise kendisine ait taşınmazda boşanma hükmüne rağmen karşı davalının oturmaya devam ettiğini belirterek ecrimisil talep etmiştir.Taraflar arasında evlendikleri tarihten 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten rejimin sona erdiği 24.5.2002 tarihine kadar ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tartışmasızdır. (4722 s.Yürürlük K.m.10/1)Tapu sicilinde davalı-davacı adına kayıtlı olan taşınmazın 15.5.2000 tarihinde kooperatife üyelik suretiyle edinildiği, ferdileşme sonucu 5.8.2004 tarihinde davalı-davacı kadın adına sicil oluştuğu, kooperatif ödemelerinin ferdileşmeye kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Eşler arasında mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde evin, eş ve çocukların münasip vechiyle iaşesi kocaya aittir. (TKM.m.152)Toplanan delillerden kooperatife giriş tarihinden itibaren kooperatif ödemelerine davacı-davalı kocanın kazancıyla katkı sağladığı gerçekleşmiştir. Mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki ödemelere katkısının varlığı da kabul edilemez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 1.1.2002 tarihine kadar kocanın iaşe yükümlülüğü de gözetilerek rejimin sona erdiği 24.5.2002 tarihine kadar devam eden ödemelere kocanın geliriyle sağlayabileceği katkıyı belirlemek, rejimin sona erdiği 24.5.2002 tarihi itibariyle inşaatın fiili gerçekleşme oranını tespit etmek, bu gerçekleşme oranına göre dava tarihindeki değerini belirlemek bu değer içerisinde kocanın katkısını bulmaktan ibarettir. Açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması gerekirken eksik inceleme ve hatalı bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.3-Davalı-davacı kadının ecrimisil isteği, boşanma hükmüne rağmen kendisine ait taşınmazda davacı-davalının oturmaya devam etmiş olması nedenine dayanmaktadır. Bu talep aile hukukundan kaynaklanmayıp genel hükümlerden kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemeleri aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmakla görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözününde bulundurulmalıdır. O halde; davalı-davacının ecrimisil isteği yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ. Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen bozma sebebine göre tarafların katkıya ilişkin diğer temyiz itirazlarının, 3. bentte gösterilen bozma sebebine göre de tarafların ecrimisilin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında ve incelenmeyen yönler haricindeki kısımlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak Üzere oybirliğiyle karar verildi.