Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2662 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24331 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ Uzunköprü 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :11.06.2013 NUMARASI :Esas no:2012/628 Karar no:2013/357 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 28.06.2012 tarih, 2011/22733 esas, 2012/18008 karar sayılı ilamı ile; "....Mahkemece son oturum tutanağında "davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine" denilmekle yetinilmiş, kabul ve reddin taleplerden hangisine ilişkin olduğu gösterilmemiştir Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297/2. maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla hakim, yargılamayı sona erdirdiği oturumda hiçbir karar vermemiştir. Diğer taraftan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-ç .maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamayacağına ilişkin kural, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. ve 297/2. maddesine uygun şekilde tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenler karşısında ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığından anılan 371/1-ç. maddesinin uygulanması da söz konusu bulunmamaktadır. Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/2-3 ve 297/2. maddelerinde, 10.4.1992 günlü ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulmasına, bozma sebebine göre, diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir....." gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma ilamından da açıkça anlaşılacağı üzere, bozmaya uyan yerel mahkemenin boşanma ve ferileri ile ziynet alacağı hususlarında yeniden hüküm kurması gerekmektedir. Bu husus nazara alınmadan, ilk kararda boşanmaya ilişkin bölümün temyiz edilmediği gerekçe gösterilerek, boşanmanın 16.12.2011 tarihi itibariyle kesinleştirilmesi ve bozmadan sonraki kararda sadece boşanmanın ferileri ile ilgili hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Anayasanın 141/3. maddesi “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır,” buyurucu hükmünü içermektedir. HMK 297 maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Yerel Mahkeme kararında, ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulüne ilişkin gerekçeler karar yerinde gösterilmemiştir. Bu nedenle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 1 ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.