MAHKEMESİ :İstanbul 14. Aile MahkemesiTARİHİ :12.12.2013NUMARASI :Esas no:2013/406 Karar no:2013/865 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, velayetler, kişisel ilişkinin süresi, nafakalar, maddi tazminat, kendisi tarafından talep edilen nafaka ve tazminat isteklerinin reddi, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönünden, davacı (kadın) tarafından ise; kusur belirlemesi, kişisel ilişkinin süresi, maddi tazminat ve nafakaların miktarı ile reddedilen manevi tazminat yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.12.2014 günü duruşmalı temyiz eden davacı Z.. E.. vekilleri Av. G. G. ile Av. A.E. ve karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı E.. E.. vekili Av. Ç. Ç.geldiler. Lüzum üzeri davalı E.. E.. vekili Av. Ç.Ç.'den soruldu: hükmün boşanmaya ilişkin bölümünü temyiz etmediklerini, kendisinden önceki vekil arkadaşı tarafından boşanmanın temyiz edilip edilmediği konusunu bilemediğini, eğer o anlama gelecek bir ifade var ise boşanmayı temyizden de feragat ettiklerini, fer'ileri yönünden kararı temyiz ettiklerini ve temyiz dilekçelerini bu şekilde açıkladıklarını beyan etti, beyanı okundu, imzası alındı. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlan yersizdir. 2-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı (koca)'nın eşinin hastalığı ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Davalıdan kaynaklanan bu kusurlu davranış, davacının manevi olarak üzüntü duymasına sebebiyet verecek kusurlu bir davranış olup, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşullarının gerçekleştiğinin kabulu gerekir. O halde davacı (kadın) yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. 3-Davacı kadının kendi adına kayıtlı evi ve arabası olduğu, bankada hesabı ve aile şirketinde hissesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı (kadın)'ın yoksulluğa düşeceğinden söz edilemez. Koşulları oluşmadığı halde kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri (TMK.m.175) usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, taraf vekilleri duruşmaya geldiklerinden yararlarına, duruşma için takdir olunan 1.100.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve 1.100.00 TL. vekalet ücretininde davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.