Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26059 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15662 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Şanlıurfa 2. Aile MahkemesiTARİHİ :17.03.2014 NUMARASI :Esas no: 2013/636 Karar no:2014/203 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, "davacının kesin süre içinde delil bildirmediği" gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde iddialarını hangi delillerle ispat edeceğini göstermiştir. Burada "daha sonra bildireceğimiz tanıklar ve her türlü kanıt" ifadelerine yer verilmiştir. Davacı vekiline "tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi" için herhangi bir kesin süre verilmemiştir. Dava, Mersin’de açılmış, Mersin 4. Aile Mahkemesinin yetkisizlik kararı üzerine, süresinde yapılan başvuruya istinaden 18.12.2013 tarihinde Şanlıurfa’ya gönderilmiş, bu mahkemece duruşma günü belirlenmiş, taraflar belirlenen 05.02.2014 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve vekili bu duruşmaya gelmemiş, davalı vekilinin “davayı takip edecekleri” yönündeki beyanına dayanılarak duruşma 17.03.2014 gününe bırakılmış, davacı vekili bu oturuma iştirak etmiş ve aynı gün tanıklarının isim ve adreslerini gösteren listeyi mahkemeye sunmuştur. Mahkemece, “tahkikat aşamasına geçildikten sonra tanık listesi verildiğinden” bahisle davacının gösterdiği tanıklar dinlenmeden davalı tanıklarının beyanları ile sonuca gidilerek aynı oturum nihai hüküm verilmiştir. Dava açıldıktan sonra yetkisiz mahkemece 22.03.2013 tarihinde düzenlenen tensip tutanağının altıncı maddesiyle davacı vekiline tanınan kesin süre “tanıklarının isim ve adreslerini” bildirmeye ilişkin olmayıp, belge niteliğindeki deliller hakkındadır. Bu ara kararı “tanık listesi verme” bakımından sonuç doğurmaz. Bundan sonraki oturumda da zaten yetkisizlik kararı verilmiştir. Şu halde, davacı tarafa, dayandığı, ancak henüz isim ve adreslerini bildirmediği tanıklarla ilgili mahkemece tanınmış herhangi bir kesin süre mevcut değildir. Öyleyse, davacı vekilinin 17.03.2014 tarihinde bildirdiği tanık listesi süresindedir. Bu bakımdan, davacının sözü edilen dilekçede isim ve adreslerini bildirdiği tanıklar, usulünce davet edilip dinlenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmelidir. Bu husus nazara alınmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Yetkisizlik kararı üzerine, süresinde yapılan başvuruya dayanılarak davaya bir başka mahkemede bakıldığına göre, yetkili mahkemedeki dava, yetkisiz mahkemedeki davanın devamı sayılır. Dolayısıyla, davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakası tayini gerekirken, dosyanın yetkili mahkemeye geldiği tarih “dava tarihi” sayılıp, bu tarihten itibaren tedbir nafakası tayini de doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.