Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26028 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17858 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 5. Aile MahkemesiTARİHİ :20.02.2014 NUMARASI :Esas no:2014/18 Karar no:2014/131 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan K.. M.. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı (kadın), evlilik öncesi soyadını (eşinin soyadından hariç olarak) kullanmak için Kadıköy 1. Aile Mahkemesinde açtığı 2010/971 esas, 2011/219 karar sayılı davanın retle sonuçlandığını ve temyiz aşamasından geçerek kesinleştiğini, ancak, dava konusu ve sebebi bu dava ile aynı olan “T.G. V. Türkiye no:26268/08” davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş oldu karar sonrasında hukuk kuralının değiştiğini, bu durumda yargılamanın iadesi yoluyla sadece evlilik öncesi soyadını kullanmasına izin verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme karar gerekçesinde Anayasa Mahkemesinin 19.12.2013 tarih ve 2013/2187 sayılı kararı esas alınarak yargılamanın iadesi talebinin kabul edildiği belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375/ı maddesinde “Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması, 375/i maddesinde ise “Kararın İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki Protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması” yargılamanın iadesi sebebi olacağı hükmü yer almıştır. Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, gerekse Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararları, yalnızca başvuruda bulunanlar yönünden bireysel sonuç doğurur. Davacının başvurusu sonucu verilmiş bir hak ihlali kararı bulunmadığına göre, bu durumda Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375/i maddesinde yer alan yargılamanın iadesi koşulunun oluştuğundan söz edilemez. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de; Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü halinde öncelikle ilk hükmün iptali konusunda hüküm kurulması gerekir. Mahkemece kızlık soyadının kullanılması yönünde açılıp ret ile sonuçlanan ve kesinleşen 2010/971 esas, 2011/219 karar sayılı ilk hükmün iptaline karar verilmeksizin "yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile" denilmekle yetinilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.