Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 25089 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17694 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Kırşehir Aile MahkemesiTARİHİ :27.02.204 NUMARASI :Esas no:2013/675 Karar no:2014/141 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasını istemiş, mahkemece, "tanınması istenen yabancı mahkeme kararında, hakim imzasının bulunmadığı, aslının aynısıdır şeklinde paraf edilmiş başka bir kararın da olmadığı, dosyaya sunulan her iki yabancı mahkeme kararında sadece soğuk mühür olduğu, apostil şerhinde de açık imzanın olmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Türk Milletlerarası Özel Hukukunda, yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak verdikleri ve o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların tenfizi ve tanınmasına ilişkin davalarda; tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin; ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi zorunludur. Bu belgelerde eksiklik varsa yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Dosyaya yabancı mahkeme kararının asl?? sunulmuştur. Sunulan yabancı ilam, ilamı veren yargı organı tarafından verilen örnek olmadığına göre, "aslının aynı olduğuna" ilişkin bir onay şerhinin aranmasına lüzum yoktur. İlamda yer alan soğuk ve Edmontan Bölge Mahkemesine ait olduğu apostilde belirtilen ıslak mühür, ilamın asıl olduğunu göstermektedir. Hakim imzasının bulunmaması, ilamı "asıl" olmaktan çıkarmaz. Bu bakımdan kararda ayrıca "hakimin imzasının" varlığı şart değildir. Yabancı mahkeme kararının aslı dosyaya sunulmuş olup, tanıma kararı verilmesine yeterlidir. Eksik olan kararın Türkçe tercümesinin onaysız olmasıdır. Sunulan tercümenin o yerdeki Türk konsolosluğu tarafından veya noter tarafından yapılmış olması zorunludur. Dosyaya sunulan geçici karara ve son karara ilişkin tercüme,konsolosluk tarafından onaylanmadığı gibi, noter tarafından da yaptırılmamıştır. Sunulan Türkçe tercüme bu haliyle, tanımaya elverişli değildir. O halde, davacıya yabancı mahkemece verilen 10.09.2012 tarihli geçici kararın ve 27.02.2013 tarihli son kararın o yerdeki Türk konsolosluğu tarafından onaylanmış veya noter tarafından yaptırılan Türkçe tercümesini sunması için uygun süre verilmeli, eksiklik tamamlandığı takdirde, tanıma talebinin 5718 sayılı Yasanın 58/1. maddesinde gösterilen şartları incelenip, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmeli, verilen süre içinde eksiklik tamamlanmaz ise, davanın usulden reddi yönüne gidilmelidir. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.