Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24908 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5456 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Nevşehir Aile MahkemesiTARİHİ :05.01.2012NUMARASI :Esas no: 2011/669 Karar no:2012/12Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca eylemli ayrılık sebebiyle boşanma isteminde bulunmuştur. Mahkemece davacının davası yönünden delillerin bu çerçevede değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak boşanma hükmü temyize gelmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış ve yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.2-Toplanan delillerden; davacı kadın tarafından Nevşehir Aile Mahkemesinde 22.06.2004 tarihinde açılan tedbir nafakası davasının, davalı kocanın davacı kadını istemediği ve evden gitmesini istediği, bunun üzerine davacı kadının evden ayrıldığı ve ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesi ile kabul edildiği, davalı koca tarafından 19.07.2004 tarihinde açılan boşanma davasının ise feragat nedeniyle reddine karar verildiği, her iki davanın da kesinleştiği, tarafların yeniden bir araya gelmedikleri ve aralarında yeni bir olayında yaşanmadığı anlaşılmaktadır. Davalı kocanın feragat nedeniyle retle sonuçlanan boşanma davası ile davacı kadının kusursuz olduğu kesinleşmiştir. Retle sonuçlanan ilk davayı açıp boşanma sebebi yaratan, eşini istemediğini söyleyip evden gitmesini isteyen davalı koca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur.3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.