Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 247 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 3212 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ :Adana 2. Aile MaahkemesiTARİHİ :18.10.2006NUMARASI :Esas no:2006/835 Karar no:2006/289Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmünkusur,tazminatlar ve nafakalar yönünün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * duruşmalı temyiz eden I.Y..vekili Avukat R.G..ve temyiz eden karşı taraf C.Y..vekili Avukat T.E.. geldi.Avukat R. G..’e lüzum üzeri soruldu:”Bizim hükmün boşanma yönünden temyizimiz yok, temyizimiz kusur, nafaka ve tazminat yönünden” dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Boşanmaya neden olan olaylarda eşinin bakire olmadığını iddia edip terk eden ve birlik görevlerini yerine getirmeyen, davacı koca tam kusurludur.*Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı d??şer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.#Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.*Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.2-Tarafların temyizinin incelenmesine gelince;A- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.B-Toplanan delillerden davalı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği sabit olmuş ve Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları kadın lehine gerçekleşmiştir. Davalı kadın lehine uygun miktar yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.C-Davalı kadının maddi tazminat istemi boşanmanın eki niteliğindeki Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesine dayalı olup bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.D-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen *davalı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak *davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın 2/ B-C-D bentlerinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 2/A bendinde gösterilen nedenlerle ONANMASINA,duruşma için takdir olunan 550.00 YTL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,aşağıda yazılı harcın Cihan'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran Işıl'a geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.