Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2423 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16097 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kozan 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :08.03.2012 NUMARASI :Esas no: 2010/430 Karar no:2012/220Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Tarafların resmi nikahlarının 18.6.2009 tarihinde yapıldığı, nikahtan sonra fiilen bir araya gelmedikleri, boşanma davasının kadın tarafından 21.10.2010 tarihinde açıldığı görülmektedir. Mahkemece; davanın kabulüne tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, "boşanmaya sebep olan olaylarda davalının kusurlu, davacının ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı" gerekçesiyle davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunmuş, hükmü davalı temyiz etmiştir.Nikahtan sonra eşler, fiilen karı koca gibi yaşamamış olsalar dahi, aralarında meydana gelen olaylar evlilik birliğini temelinden çökertmiş, ortak hayatın devamını artık olanaksız hale getirmiş ise boşanma kararı verilebilir. Nikahtan sonra düğün yapılmasının taraflarca kararlaştırıldığı, düğün öncesindeki 20.6.2009 günü yapılan "kına gecesi" töreninde, davacının ablasının "kardeşine takılan yüzüğün sahte olduğunu " söyleyerek ortalığı velveleye vermesiyle çıkan karış??klıkta, ablasının davacıyı "düğün burada bitmiştir" diyerek oyun alanından ve salondan çıkarmak istemesi üzerine, buna sinirlenen davalının " bu kız benim nikahlı karım" diyerek eşini kolundan tutup çektiği, bu olay üzerine davacının abisi ve yakınlarının davalıya vurdukları, aynı gece iki ailenin yakınları arasında vukua gelen kavga esnasında davalının yakınlarından C.isimli şahsın yaralandığı ve bunun kardeşi M.isimli şahsın da öldürüldüğü, ölüm ve yaralama olayı nedeniyle davacının kardeşinin tutuklandığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece; davalı kusurlu kabul edilirken, "kına gecesinde davalının eşini kolundan tutup götürdüğü ve baba evine göndermediği, zorla alıkoyduğuna" dayanılmıştır. Oysa, davacının kendisi, çıkan olaylar nedeniyle yürütülen soruşturma sırasında gerek polisteki ifadesinde, gerekse Cumhuriyet savcısına verdiği 22.6.2009 tarihli beyanında, eşi tarafından zorla alıkonulduğundan bahsetmemiştir. Davacının söylemediği bir olayın, tanıkları tarafından ifade edilmesi olayın sübuta ulaştığını kabul için yeterli değildir. Bu bakımdan, kına gecesinde davalının eşini zorla alıkoyduğu hususu kabul edilmemiştir. Tarafların da dahil olduğu, kına gecesinde iki aile arasında yaşanan olaylardan sonra tarafların fiilen karı koca halinde yaşamalarını beklemek de artık mümkün görünmemektedir. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derece ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmesi esas itibarıyla doğrudur. Ne var ki, yaşanan olaylar sonucu fiili beraberliğin kurulamamış olmasında, iki tarafı da kusurlu kabul etmek gerekir. Taraflardan birini diğerinden baskın kusurlu saymayı haklı kılan bir sebep ve olay bulunmamakta olup, her ikisi de "aynı oranda" kusurludur. Bu sebeple davalının boşanma kararına ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiş, kararın kusura ilişkin gerekçesi yukarıda açıklandığı şekilde değiştirilmek suretiyle hükmün boşanma bölümünün onanması gerekmiş, gerçekleşen duruma göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yersiz bulunmuştur.2-Boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında, tazminat talep eden tarafın, boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. (TMK. m. 174/1-2) Ağır veya diğeriyle aynı oranda kusurlu olan taraf yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeplerle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre, davacı yararına maddi (TMK. m. 174/1) ve manevi (TMK. m. 174/2) tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ. Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple boşanma kararının gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.