Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23767 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20735 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ :Isparta 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :02.06.2009NUMARASI :Esas no:2008/120 Karar no:2009/142Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 06.07.2011 gün ve 11213-11605 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Mirasbırakan, 24.07.2003 tarihli vasiyetnamesiyle, ilk eşinden olma oğlu davacı A.’i mirasçıktan çıkarmış 31.01.2007 tarihinde ölmüştür.Çıkarılan mirasçı, çıkarmaya ilişkin tasarrufa, çıkarma sebeplerinin bulunmadığın ileri sürerek itiraz etmiş, bu tasarrufun iptalini istemiş; mahkemece; tasarrufun tamamıyla iptaline karar verilmiş, davalıların temyizi üzerine, hüküm Dairemizce; “tasarrufta gösterilen çıkarma sebebinin varlığı toplanan delillerle sabit olmuştur. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozulmuş; davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.Mirasçılıktan çıkarmayı gerektiren haller, Türk Medeni Kanununun 510.maddesinde iki bent halinde gösterilmiştir. Buna göre, mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse ya da mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse, mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir. Mirasbırakan tasarrufta, çıkarma sebebi olarak “ en az on yıldan beri oğlunun kendisini hiçbir şekilde arayıp sormaması, kendisiyle ilgilenmemesi, evlatlık görevini yerine getirmemesi” olarak göstermiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacının mirasbırakanın ilk eşinden olduğu, davacı daha doğmadan annesinden boşanıp bir başka kadınla evlendiği, ikinci karısıyla evli olduğu sürece mirasbırakanın davacıyı arayıp sormadığı, ziyaret dahi etmediği, sevgi ve şefkat göstermediği; ancak ikinci eşinin ölümünden sonra 1989 yılında oğlu ile yakınlık kurmak için bir kez onu ziyarete gittiği, davacının da buna karşılık verdiği, bundan sonra da iletişimsizliğin karşılıklı olarak devam ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre; baba oğul arasında oluşmuş iletişimsizliğin iki taraflı olduğu görülmektedir. Kendisini yetişme çağında hiç aramamış, sevgi ve şefkat göstermemiş olan ve kendisini istemeyen babaya karşı evladın devamlı iletişim kurmaya çalışması beklenemez. Bu olgular karşısında davacının mirasbırakana karşı tutumunun, aile hukukundan doğan yükümlülüğün önemli ölçüde ihlali olarak kabulüne olanak yoktur.Öyleyse Türk Medeni Kanununun 512/3.maddesi gereğince tasarruf, davacının saklı payı dışında yerine getirilmeli, diğer bir ifade ile tasarrufa, tasarruf edilebilir kısım için geçerlilik tanınıp, davacının saklı payı ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmelidir. Ne var ki ilk incelemede bu husus gözden kaçtığından hüküm bozulmuş olmakla, davacının karar düzeltme talebi bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulüne, Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeple davacının karar düzeltme talebinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/I-4.maddesi gereğince KABULÜNE, Dairemizin 06.07.2011 tarihli 2011/11213 esas, 2011/11605 karar sayılı bozma .kararının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.