MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı koca tarafından açılan boşanma davasının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu bulunarak davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kocanın mahkemece belirlenen kusurlu davranışları yanında davalı kadının 08.03.2012 tarihinde kesinleşen, ... 2. Aile Mahkemesinin 2008/992 esas ve 2012-105 karar sayılı tedbir nafakasına ilişkin kesin hüküm niteliğindeki kararına göre müşterek konutu sebepsiz terkettiği ve eşinin hastalığı ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı koca daha ziyade kusurlu ise de, davalı kadın da az da olsa kusurludur. Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz veya az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi, boşanmayı isteyebilme hakkı bulunmaktadır. Ancak, böyle bir durumda boşanmaya karar verilebilmesi için, az kusurlu eşin davaya karşı çıkması, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı ve evlilik birliğinin devamında taraflar ve müşterek çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış bulunmalıdır. (TMK. md. 166/2) Olayda davalı kadın da az da olsa kusurlu olup, davalı kadının, davacı kocanın boşanma davasına yönelik itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.Evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir hukuki yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları olayda gerçekleşmiştir. O halde davacı kocanın boşanma davasının kabulüyle boşanmaya (TMK. md. 166/2) karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, davacının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.