Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23305 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 524 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Mersin 3. Aile MahkemesiTARİHİ :15.10.2010 NUMARASI :Esas no:2009/1533 Karar no:2010/1200Taraflar arasındaki boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı (kadın) tarafından, kocanın birleştirilen boşanma davası, yoksulluk nafakası ve lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktarları yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından da, kadının boşanma davası ve kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okundu. Gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuna uygun sebeplere ve özellikle mahkemece de kabul edildiği gibi, davalı-davacı (koca) boşanmaya sebep olan olaylarda daha fazla kusurlu ise de, davacı-davalı (kadın)'ın da kusuru gerçekleşmiş olup, kadının, kocanın boşanma davasına itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasına ve evlilik birliğinin devamında kadın bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığının anlaşılmasına, göre, davacı-davalı (kadın)'ın kocanın boşanma davasına ilişkin temyiz itirazları ile gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak lehine yoksuluk nafakası takdir edilmediğinin anlaşılmasına göre bu yöne ilişkin temyiz itirazları da yerinde gör??lmemiştir. 2-Davalı-davacı (koca)'nın kadının boşanma davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Davacı-davalı (kadın) 29.12.2008 tarihinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanarak Hatay'da boşanma davası açmış, davalının süresi içinde ileri sürdüğü yetkisizlik itirazı kabul edilerek Hatay Aile Mahkemesince 28.07.2009 tarihinde yetkisizlik kararı verilmiştir. Yetkisizlik kararının 25.09.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı-davalı vekilinin ise dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için 10.12.2009 tarihinde başvurduğu görülmüştür. Başvuru tarihinde yürürlükte olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5236 sayılı Kanunla değişik 193. maddesinin 3. fıkrası gereğince; bir davada mahkemenin görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermesi halinde, davacının, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur. Aksi halde dava açılmamış sayılır. Bu süre hak düşürücü süre olup, hakim tarafından re'sen dikkate alınması zorunludur. Davacı-davalı (kadın) vekili, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren yasal on günlük süre içinde başvuruda bulunmadığına göre, kadın tarafından açılan boşanma davası kanundan dolayı açılmamış hale gelmiştir. Öyleyse kadının davasıyla ilgili olarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 193/4. maddesi gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması, bozma sebebine göre kadının kendi davasında talep ettiği, mahkemece de kısmen hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminata ilişkin tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 bentte gösterilen sebeple kadının boşanma davası bakımından BOZULMASINA, bu bentteki bozma sebebine göre davac??-davalı (kadın)'ın maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin temyiz itirazlarının ve davalı-davacı (koca)'nın kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan ve incelenmeyen yönler haricindeki bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.