Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23291 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 450 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Nevşehir Aile MahkemesiTARİHİ :02.11.2010 NUMARASI :Esas no: 2010/147 Karar no:2010/894Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı kadının eşine ağır hakaretlerde bulunmasına ve birlik görevlerini yerine getirmemesine karşılık, davacı kocanın da alkol alarak eşine sürekli şiddet uyguladığı, eşi istemediği halde arkadaşlarını eve getirdiği, İsviçre’de evli olduğunu gizlediği ve eşinin eve erkek aldığı dedikodusunu yaydığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davacı koca ağır kusurlu olup, Türk Medeni Kanununun 166/2.madde koşulları da gerçekleşmiştir. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; davalının az da olsa kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibarıyla doğru olup, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle tazminatlar yönünden BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.