MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davası ile davalı (kadın) tarafından bağımsız olarak açılan "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından; her iki boşanma davası ve boşanmanın fer'ileri yönünden, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise; lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları ile birleştirilen nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı-karşı davalı (koca)'nın tüm, davalı-karşı davacı (kadın)'ın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı (kadın) yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.3-Davalı-karşı davacı (kadın)'ın boşanma davasından önce 26.09.2012 tarihinde bağımsız olarak açtığı Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesine dayanan nafaka davası boşanma davasıyla birleştirilmiştir. Tarafların boşanmalarına karar verilmiş olması, bu karar kesinleşmedikçe, daha önce açılan Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesine dayanan nafaka davasını konusuz hale getirmez. Evlilik birliği sona ermedikçe, bu birlikten doğan hak ve yükümlülükler devam eder. Davalı-karşı davacı (kadın)'ın dava tarihi itibariyle ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklılığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, bu davanın da kabulü ile sözü edilen dava tarihinden geçerli olmak üzere davacısı (kadın) yararına (boşanma davası süresince Türk Medeni Kanununun 167'nci maddesine dayanılarak tayin edilen nafaka ile tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) uygun miktarda tedbir nafakası tayin ve takdiri gerekir. Bu husus nazara alınmadan birleştirilen nafaka davasıyla ilgili yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ... yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının Durdane'ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.