Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2313 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13031 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ankara 10. Aile MahkemesiTARİHİ :25.02.2013NUMARASI :Esas no:2008/1095 Karar no:2013/238 Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından; velayet düzenlemesi ve iştirak nafakası yönünden, davalı-davacı (koca) tarafından ise; kişisel ilişki, iştirak nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.02.2014 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı A.. A.. vekili Av.. ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı İ.. A.. vekili Av.Y.. Ç...k geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre çocuk yararına verilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Taraflarca ayrı ayrı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan yargılama sırasında, yurt dışında verilen boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi üzerine, her iki boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durum dikkate alınarak tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/1 maddesi hükmü dikkate alındığında; tarafların, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumları belirlenerek bunun sonucuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekir. Hal böyle olunca hükmü vekalet ücreti yönünden temyiz eden davalı-davacı koca yönünden, toplanan deliller dikkate alınarak dava ve birleşen dava tarihlerinde haklılık durumu belirlenerek vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. 4-Kabule göre de; müşterek çocuğun davalı-davacı baba yanında kaldığı bakım ve gözetiminin onun tarafından karşılandığı dikkate alındığında, davacı-davalı kadından tahsiline karar verilen nafakanın talep tarihinden itibaren hükmedilmesine karar vermek gerekirken, kararın kesinleşme tarihinden başlatılmasına karar verilmesi de isabetsizdir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı kadın yararına, 3. bentte gösterilen sebeplerle davalı-davacı koca yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, taraf vekilleri duruşmaya geldiklerinden duruşma için takdir olunan 1100 TL. vekalet ücretinin İlker'den alınıp Atiye'ye ve 1100 TL. vekalet ücretinin de Atiye'den alınıp İlker'e verilmesine, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.