MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı, Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan zina ve aynı Kanunun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine birlikte dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiş; vekili, duruşmadan önce 25.11.2013 tarihli dilekçesinde “davalı ile boşanma ve fer’ilerinde anlaştıklarını” belirtmiş ve dilekçe ekinde sunduğu boşanma protokolüne göre hüküm kurulmasını talep etmiştir. Ne var ki, 11.12.2013 tarihli ilk oturumda davalının, velayeti talep etmesi sebebiyle anlaşma sağlanamamış, dava kendiliğinden çekişmeli hale dönüşmüştür. Bu durumda, taraflara iddia ve savunmalarını ispat için delil gösterme imkanı verilmeli, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı ve hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmelidir. Davacı vekilinin anlaşmalı boşanma talebini ihtiva eden dilekçesinde, davalının da 27.11.2013 tarihli dilekçesinde “delil bildirmekten feragat ettiklerini” bildirmiş olmaları, anlaşmalı boşanmaya karar verileceğine ilişkin beklenti sebebiyle olup, 11.12.2013 tarihli oturumda anlaşmanın sağlanmadığının görülmesi ve davanın kendiliğinden çekişmeli hale dönüşmesi üzerine delil bildirme haklarını ortadan kaldırmaz. Bu bakımdan, bu dilekçelerdeki beyanlarına dayanılarak “delil bildirme haklarından feragat ettikleri" kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi şartları oluşmadığına göre, tarafların delilleri sorulmadan ve gösterdikleri takdirde toplanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.