MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiVASİ :...DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece; “taraflar eşit kusurlu” kabul edilerek Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Davalının “mental retardasyon” sebebiyle 29.12.2010 tarihinde Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanarak annesinin velayetinin altına bırakıldığı anlaşılmaktadır (TMK.md.419/3). Davalının kısıtlanmasına esas alınan ruhsal rahatsızlığının sürekli olduğu, iradesi ve davranışları üzerinde olumsuz etki yarattığından, davranışlarının iradi olduğu kabul edilemez. İradi olmayan davranışlardan dolayı da bir kimse kusurlu sayılamaz. İradi davranışlar Türk Medeni Kanununa göre kusura dayalı boşanma sebebi oluşturur. Davalının davranışları iradi sayılamayacağına, akıl hastalığına dayanan bir dava da mevcut olmadığına ve toplanan delillere göre de eşini istemeyen kocanın kadını ailesinin evine bırakıp ayrıldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığına göre dava reddedilmelidir. Ancak bu yönde davalı tarafın bir temyizi bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.2-Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların her ikisinin de engelli maaşı ile geçimlerini sağladığının, ekonomik durumlarının birinin ötekine tedbir nafakası ödemesine imkan sağlayacak nitelikte bulunmadığının ve davacıdan kaynaklanan davalının kişilik haklarını ihlal edecek nitelikte bir eylemin varlığının da ispat edilememiş olması sebebiyle davalının tedbir nafakası ile manevi tazminata yönelik temyiz itirazları yersizdir.b-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.