Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2263 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 21215 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ :Sivrihisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :24.6.2008NUMARASI :Esas no:2007/341 Karar no:2008/212Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davalı koca, 04.03.2008 tarihli dilekçesinde; "eşimi seviyorum, yaptıklarını affediyorum, özür diledim, on sefer ricada bulundum kabul etmedi" demek suretiyle davacı kadından kaynaklanan kusurları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Bu durumda davacıya artık kusur yüklenemez. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine şiddet uygulayan koca tam kusurludur.a-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.b-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Davalı kocanın evin yarısına ilişkin talebi boşanmanın eki niteliğinde değildir. Davalı koca tarafından bu hususta harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir dava ve karşı davada bulunmadığından, davalının bu istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda 2. maddenin (a) ve (b) bentlerinde ve 3. maddede açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışındakalan temyize konu diğer bölümlerinin yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.