Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2229 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15491 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ankara 7. Aile MahkemesiTARİHİ :01.03.2012 NUMARASI :Esas no: 2011/26 Karar no:2012/315Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve reddedilen birleşen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davalı-davacı kocanın, Türk Medeni Kanunun 166/son maddesine dayalı birleşen boşanma davasına dayanak yaptığı Ankara 11. Aile Mahkemesinin 2010/400 esas, 2010/678 karar sayılı dosyasında davacı-davalı kadın 26.02.2008’de karşı davasından feragat etmiştir. Feragat, tek yanlı bir irade açıklaması olup, mahkemeye ulaştığı anda kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Feragat üzerine verilen kararın sonradan açılan boşanma davasına dayanak yapılabilmesi için şeklen kesinleşmesinin beklenmesine gerek yoktur. Davacı-davalı kadın, davalı-davacı kocanın, eylemli ayrılığa dayanak gösterdiği dosyadan 26.02.2008’de feragat etmiş; üç yıllık süre kocanın karşı boşanma davası yönünden gerçekleşmiştir. Tarafların üç yıllık fiili ayrılık dönemi içinde bir araya gelmediği hususu taraflar arasında çekişmeli değildir. Davalı-davacı kocanın karşı boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları gerçekleştiğinden kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı kadının kabul edilen boşanma davasından verilen boşanma kararı temyizin şümulü dışında bırakılmak suretiyle 05.06.2012’de kesinleşmiş; kocanın karşı davasının boşanma bakımından konusu kalmamıştır. Bu nedenle davalı-davacı kocanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı birleşen boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekmekle birlikte; davanın açılmasındaki haklılık durumuna göre, bu dava nedeniyle davacı-davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekip gerekmediğinin de karara bağlanması gerekir. Bu nedenlerle kocanın karşı davası yönünden açıklanan şekilde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.3-Toplanan deliller, yapılan yargılamadan davacı-davalı kadının emekli memur olarak Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır. Bu gelirin miktarı gözönüne alındığında, davacı-davalı kadının boşanmayla yoksulluğa düşmesinden söz edilemez. Kadın yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.