Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 22133 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11559 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İzmir 9. Aile MahkemesiTARİHİ :24.02.2014 NUMARASI :Esas no: 2013/8 Karar no:2014/123Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı (koca) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı-davalı kadının dava dilekçesindeki ve ön incelemedeki beyanlarından boşanma davasını hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış (TMK md. 162) sebebine dayandırdığı anlaşılmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kocanın düzenli olarak bir işte çalışmadığı, alkol alıp, eşine 22.12.2012 tarihinde tokat attığı gerçekleşmiş ise de; davalı-davacı kocanın bu davranışları ve toplanan deliller karşısında hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli görülmemiştir. Davacı-davalı kadının açtığı davada Türk Medeni Kanununun 162. maddesi koşulları oluşmadığı halde, kadının Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir.2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda düzenli olarak bir işte çalışmayan, alkol alıp eşine tokat atmak suretiyle fiziksel şiddet uygulayan davalı-davacı koca yanında, ayrılık döneminde eşine "boynuzlarından kapılara sığabiliyor musun?" şeklinde mesaj gönderen davacı-davalı kadının da az da olsa kusurlu olduğu, davacı-davalı kadın ve müşterek çocuk bakımından aile birliğinin korunmasına değer bir yarar kalmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı koca dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacının davasının kabulü ile boşanmaya (TMK.md. 166/1-2) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamıştır.SONUÇ :Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, her iki boşanma davasının fer’ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.