Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21830 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 21325 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ :Nevşehir Aile Mahkemesi TARİHİ :30.9.2010NUMARASI :Esas no:2010/485 Karar no:2010/595Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Toplanan delillerden ayrılığa neden olan ve retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açan kocanın; eşini kendisini zehirleyerek öldürmeye çalışmakla suçladığı, ona katlanamadığını ayrılmak istediğini söyleyerek kovduğu; bu sebeplerle evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kusurun tamamıyla davacı kocada bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrılık döneminde kadından kaynaklanan herhangi bir kusurlu davranışın varlığı da ispat edilememiştir.a-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. b-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a ve b bentlerinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.