Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21565 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19185 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ :İzmir 6. Aile MahkemesiTARİHİ :10.4.2008 NUMARASI :Esas no:2005/1069 Karar no:2008/271Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Davacı, evlilik birliği içinde edinilen mallara katkısı sebebiyle katkı payına düşen miktarın tahsili isteği yanında, ortak döviz hesabından davalı tarafından çekilen dövizin 1/2'sinin davalıdan tahsilini de istemiştir. Evlilik birliği içinde edinilen mallara katkı sebebiyle katkı payına düşen miktarın tahsili ancak eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde istenebilir. Davalı tarafından 19.1.2006 tarihinde açılan boşanma davası reddedildiğine göre evlilik birliği ve mal rejimi devam etmektedir. Bu bakımdan, katkı payı alacağına ilişkin davanın bu sebebe dayanan reddi doğrudur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiştir.2-Davacı, bankada davalıyla müşterek hesapta bulunan döviz cinsindeki paranın tamamının davalı tarafından çekildiğini ileri sürerek; 1/2'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini de talep etmiştir. Bu talebin incelenebilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Mal rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını da önlemez (TMK.md.217). Eşler, evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek ve müteselsil banka hesabı açtırabilirler. Aksi kararlaştırılmadıkça, taraflar müşterek hesaptaki para üzerinde yarı yarıya hak sahibidir. Taraflardan biri müşterek hesaptaki payından fazlasını çekmişse, fazlası için diğer hesap sahibine karşı sorumludur. Bu sorumluluk diğer hesap sahibinin vekili gibi hareket etmesine dayanır. Davacı, teselsüllü müşterek hesaptaki paranın tamamının davalı tarafından çekildiğini ileri sürerek 1/2'sinin tahsilini istediğine göre, mal rejimi dışındaki akdi ilişkiye dayanan bu talebin aile mahkemesinin görevine girmediği (4787 s.K.md.4) talep edilen miktar itibarıyla asliye hukuk mahkemesinin görev kapsamında bulunduğu gözetilerek, bu talep yönünden tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.