Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21228 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16745 - Esas Yıl 2015





Karşılıklı Boşanma-Ziynet AlacağıTEMYİZ EDEN : TaraflarTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka taleplerinin reddi, ziynet alacağının kısmen reddi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı-karşı davalı erkek, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının bozdurularak evin ihtiyaçları ve düğün masrafları için harcandığını kabul etmiştir. Davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyalarını geri istememek üzere davacı-karşı davalı erkeğe verdiği erkek tarafından ispatlanamamıştır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki, mahkemece bilirkişi incelemesinde düğünde davacı-karşı davalı erkeğe takıldığı tespit edilen çeyrek altınlar yönünden talep reddedilmiştir. Aksine bir anlaşma bulunmadıkça düğünde takılan ziynetler kadına aittir. Davalı-karşı davacının ziynet talebinin çeyrek altınlar yönünden de kabul edilmesi gerekirken, reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir3-Mahkemece aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerine hükmedilen ziynetlerin ayarları ve gramları ayrı ayrı karar yerinde gösterilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyunadırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.