Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21205 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19267 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ :Aksaray 1. Aile Mahkemesi TARİHİ :20.11.2008NUMARASI :Esas no:2007/374 Karar no:2008/752Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-karşılık davacı tarafından, asıl dava ve karşılık davaya ilişkin olarak, davacı-karşılık davalı (kadın) tarafından ise tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı kadın, 2.7.2007 tarihinde boşanma davası açmış, davalı da, bu davaya verdiği cevap dilekçesi ile mütekabil dava açmış, mütekabil dava ile Hollanda Almelo Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.6.2000 tarihli boşanma kararının tanınmasını istemiştir. Buna göre, asıl dava boşanmaya, mütekabil dava ise yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması isteğine ilişkindir. Mahkemece, kadın tarafından açılan boşama davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, davalı tarafından açılan tanımaya ilişin mütekabil davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Hüküm tarihinden önce 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 58. maddesinde yer alan hükme göre; yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının tespitine bağlıdır. Tanımada aynı Yasanın 54. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. Yasanın 59. maddesinde ise, tanıma halinde yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğini hükme bağlanmıştır. Şu halde tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması halinde, taraflar yabancı ilamın kesinleştiği andan itibaren boşanmış hale geleceklerdir. (2.H.D.'nin 18.9.2008 tarihli 2008/11211-12168 sayılı kararı)Bu hukuki durum karşısında iki davanın birlikte görülmesi ve sonuca bağlanması mümkün değildir. Öyleyse tanımaya ilişkin mütekabil davanın, boşanma davasından tefrik edilmesi, boşanma davasında tanımaya ilişkin davanın bekletici sorun yapılması ve tanıma davasının neticesine göre boşanma davasının sonuca bağlanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Öte yandan, 5718 sayılı Kanun, "Türklerin kişi hallerine ilişkin yabancı ilamda, Türk Kanunlar İhtilafı Kuralları gereğince yetkili kılınan hukukun uygulanmamış olmasını" itiraz sebebi olmaktan çıkartmıştır. (5718 s.K.m.54,55) O nedenle, kendisine karşı tenfiz talep edilenin bu yöne ilişkin itirazı tanımaya bakan mahkemece dikkate alınmayacaktır. Bunun sonucu olarak, "Hollanda kanunlarına göre verilen boşanma kararının" Türk hukukuna uygun bulunup bulunmadığının tespitinin de, tanıma kararı verilmesi açısından sonuca etkisi olmayacaktır. Yabancı ilamın kesinleştiğine ilişkin belge de mevcuttur.O halde davalı tarafından açılan tanımaya ilişkin davanın tefrik edilmesi, bu davanın hükümden önce yürürlüğe giren 5718 sayılı Kanun hükümlerine göre incelenerek sonuca bağlanması, boşanma davası bakımından da tanıma davasının bekletici sorun yapılması gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeden iki davanın birlikte görülüp sonuca bağlanması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-mütekabil davacının, boşanma davasına ilişkin temyiz itirazları ile davacı-mütekabil davalının tazminatlara ve yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.