Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2106 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 18830 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Ankara 9. Aile Mahkemesi TARİHİ :21.06.2010NUMARASI :Esas no:2009/1171 Karar no:2010/938Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur, yoksulluk nafakası, manevi tazminat ve tasfiye alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 07.02.2012 günü duruşmalı temyiz eden davalı karşı davacı Z. Ç..vekili Av. B. M.. ile karşı taraf davacı karşı davalı Ç. Ç.. vekili Av. Ö.Ü.. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davalı-davacı kadının, kocanın kabul edilen boşanma davası ve tasfiye alacağına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;Toplanan delillerden; mahkemenin de sabit kabul ettiği gibi; davacı-davalı kocanın alkollü içki alarak, davalı-davacı eşine birden çok kez fiziksel şiddet uyguladığı; buna karşılık davalı-davacı kadının da kocasına ağır sözlerle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Belirlenen bu kusurlu davranışlara göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı-davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasında gerçekleşen olayların niteliği ve her iki tarafın da boşanma isteğiyle dava açması karşısında; davacı- davalı kocanın davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmuştur. Mahkemenin davacı-davalı kocanın boşanma davasına ilişkin gerekçesi kusur belirlemesine ilişkin olarak hatalıysa da, davanın kabulüne karar verilmesi açıklanan sebeple sonuç olarak doğru olduğundan; davacı-davalı kocanın davasının kabul edilme gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek onanmasına (HUMK.md.438/son) karar vermek gerekmiş; ayrıca davalı-davacı kadının tasfiye alacağı talebi hakında harcını da yatırmak suretiyle usulünce açılmış bir dava veya karşı davasının bulunmamasına göre bu yöne ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebi bulunduğu halde, bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması (HMK. md. 297/2); usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.3- Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davacı-davalı kocanın boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün yukarıda l. bentte açıklandığı şekilde, kabul gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 900. TL. vekalet ücretinin Çetin'den alınıp Zuhal'e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.