Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20879 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20917 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :İdil Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :8.10.2009NUMARASI :Esas no:2008/249 Karar no:2009/211Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Davacı kocanın Bakırköy 5. Aile Mahkemesinde 26.5.2008 tarihinde açtığı boşanma davası 24.9.2008 tarihli feragat beyanı nedeniyle reddedilmiştir. Taraflar davadan önce ve halen İstanbul'da oturmakta olup feragat tarihinden sonra bir araya da gelmemişlerdir. Davacı koca aynı nedenlere dayalı olarak 31.10.2008 tarihinde İdil Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki boşanma davasını açmıştır. Tamamı İdil'de oturan tanıkların beyanlarında geçen hadiselerin bir kısmı görgüye dayalı olmayan, davacıdan aktarılan, sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlar olup, bir kısmı da koca tarafından açılıp feragat nedeniyle ret edilen ilk boşanma davasından önceki dönemlere aittir. Feragat tarihinden önceki olayar davacı koca tarafından affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmıştır. Affedilen olaylar nedeniyle boşanmaya karar verilemez.Toplanan delillerden davacı kocanın eşini ve çocuklarını bırakarak müşterek konuttan ayrıldığı, infak ve iaşeleri ile ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, geçimsizliğe neden olan olaylarda tamamen kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır. Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacı kocanın tutum ve davranılarından kaynaklanmış olup, davalıya yüklenebilecek hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda davacının davasının reddine karar vermek gerekirken boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır.2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. m.186/1) geçimine, (TMK m.185/3) malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve yanında bulunan müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde "100 TL. tedbir nafakası verilmesine" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.