Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20740 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9428 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Eskişehir 1. Aile MahkemesiTARİHİ :18.02.2014 NUMARASI :Esas no:2013/430 Karar no:2014/121 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye verilen ortak çocuklar Şit 1998, Fatihhan 2003 doğumlu olup idrak çağındadırlar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, ortak çocukların velayeti konusunda mahkemece görüşlerinin alınması, gerektiğinde uzman raporu alınıp sonucuna göre velayetler hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Toplanan delillerden, velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuklardan Şit'in yargılama süresince davalı baba ile birlikte yaşadığı ve çocuğun masraflarının davanın devamı süresince davalı baba tarafından karşılandığı anlaşılmaktadır. Müşterek çocuk Şit yararına tedbir nafakası (TMK.m.169) koşulları oluşmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, müşterek çocuk Şit yararına tedbir nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren tedbir nafakası kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 4-Kabule göre de; mahkeme kararı hüküm fıkrasında, velayeti anneye verilen müşterek çocukların ad-soyad ve kimlik bilgilerinin yer almaması, infazda tereddüt oluşturacağından, doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.