MAHKEMESİ :Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ :10.11.2010 NUMARASI :Esas no: 2008/813 Karar no:2010/2187Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı, paydaşı olduğu 822 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından N. kızı K., Z., H. ve C. ile H.kızı M.'ye, izalei şüyu davasında bu adları geçenleri temsil etmek üzere kayyım atanmasını istemiş, mahkemece; davanın kabulüne adları geçenleri izalei şüyuu davasında temsil etmek üzere Maliye Hazinesi'nin kayyım olarak atanmasına karar verilmiş, kararı İstanbul Defterdarı adına vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyaya alınan tapu kaydına göre, H. kızı M.'nin 822 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi olmadığı görülmektedir. Öyleyse bu kişi yönünden isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, H. kızı M. için de kayyım tayin edilmesi doğru bulunmamıştır. 2- Aynı taşınmazın paydaşlarından N.kızları K., Z., H. ve C.'nin, taşınmaza ait tapu kaydında “soysimleri” gösterilmemiştir. Bu kişilere ait paylar, 23.2.1971 tarihinde tapulama tespiti suretiyle oluşmuştur. Paydaşlardan N. kızı Z.'nin Z. A., N. kızı K.'un K. Ş., N. kızı H.nin H. K., N. kızı C.'nin ise C. B. oldukları muhtarlık tahkikatına ilişkin 2.2.2009 tarihli tutanakta bildirilmiş, bu kişilere ait nüfus kayıtları dosyaya getirtilmiş; bunlardan K. Ş.'in 1984'de, Z.A.'nun ise 1998'de öldükleri ve mirasçılarının bulunduğu dosyaya sunulan veraset belgelerinden anlaşılmıştır. Taşınmazın tapulama tespit tutanağı getirtilmediğinden tapulama tespitinin dayanağı ve sözü edilen bu kişilerle tespit maliklerinin “aynı kişi” olup olmadıkları belirlenememiştir. Bu haliye mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, Z., K., H. ve C. yönünden hüküm kurmaya yeterli değildir. O halde, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın tapulama tutanağını getirtmek, tespitin dayanağını görmek, tespit tapu kaydına dayanıyorsa dayanak tapu kaydını merciinden istemek, kayda dayanmıyorsa tespit bilirkişilerini dinlemek ve tapu malikleri ile, dosyaya nüfus kayıtları alınan Z.A., K. Şengüler, H.K. ve C. B.nın aynı kişiler olup olmadıklarını tereddüde mahal bırakmaksızın tespit etmek, aynı kişiler ise davayı reddetmek, değilse Türk Medeni Kanununun 427/1-3. maddesi gereğince adı geçenlere ait payların idaresi için 3561 sayılı Yasa gereğince kayyım tayin etmekten ibarettir. Bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3- Kabule göre de; Mahallin en büyük mal memurunun kayyım tayin edilmesi gerekirken, “kayyımlık görevini, ifa edecek kişi somut olarak gösterilmeksizin “Maliye Hazinesinin” kayyım olarak atanması da usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.