Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20475 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20307 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Ümraniye 1. Aile MahkemesiTARİHİ :29.07.2010 NUMARASI :Esas no:2007/1102 Karar no:2010/696Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı tarafından nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece davalı tam kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davacının “çalıştığı” gerekçe gösterilerek maddi tazminat talebi reddedilmiştir. Bu gerekçe maddi tazminat talebinin reddi için yasal bir sebep değildir. Kadının çalışıyor olması , tazminatın miktarını tayinde önem taşır. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Davacının düzenli ve sürekli gelirinin ve malvarlığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. Davacı yararına davalının ekonomik gücüyle orantılı uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekirken, bu isteğin reddi de doğru değildir.4-Davacı, 08.10.2010 tarihli dilekçesi ile takdir edilecek nafakaların, gelecek yıllarda artış miktarının da karara bağlanmasını istemiştir. Velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının, gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanmamış olması da usul ve yasaya aykırıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4.bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.