MAHKEMESİ : Demirci Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ : 02/10/2014NUMARASI : 2013/96-2014/150 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; manevi tazminatın miktarı ve reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, davalı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, davacı erkek lehine hükmedilen manevi tazminat ile reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece 22.12.2014 tarihli ek karar ile; davacı erkeğin süresinde verilmeyen temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; gerekçeli karar davacı tarafa 17.11.2014 tarihinde, davalının temyiz dilekçesi ise 19.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davacıda 22.12.2014 tarihinde 10 günlük süre içinde katılma yoluyla kararı temyiz etmiştir (HUMK.m.433/2). Temyiz süresinde olduğundan mahkemenin 22.12.2014 tarihli temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılarak temyiz dilekçesinin incelenmesine karar verilmiştir.2-Tarafların temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının mahkemece kabul edilen kusurlu davranışı yanında davalı erkeğin de bağımsız müşterek ev tesis etmediği, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre tarafların aşağ??daki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.b)Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı erkek yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. .../...c)Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı erkek yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. d)Davalı kadının tedbir nafakası talebi bulunduğu halde, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen 22.14.2014 tarihli temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda 2-(b) (c) ve (d) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-(a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.