MAHKEMESİ:Eskişehir 1. Aile Mahkemesi TARİHİ :30.12.2010NUMARASI :Esas no:2008/911 Karar no:2010/1256Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından açılıp retle sonuçlanan boşanma davasından sonra üç yıldan fazla sürenin geçtiği ve bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı gerçekleşmiş olup, mahkemece de Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verildiğine ve manevi tazminat takdirini gerektirecek kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir olayın bulunmamasına göre, davalının bu yöne ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Mahkemece, boşanmada "davalı fazla kusurlu" kabul edilerek yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri reddedilmiştir. Oysa, davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş ve bu karar derecattan geçmek suretiyle 11.09.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Bu ret kararıyla davalının o tarihe kadar bir kusurunun bulunmadığı hükmen belirlenmiştir. Ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak bu dava tarihe kadar geçen fiili ayrılık süresi içinde de, davalı kadından kaynaklanan yeni bir olay ve durum ortaya konulmamıştır. Bu hukuki ve fiili durum karşısında davalının kusurlu kabul edilmesi mümkün değildir. Açtığı boşanma davası, haklı görülmeyerek reddedildiği halde üç yıllık fiili ayrılığa dayanarak boşanmayı sağlayan davacının kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken davalının "fazla" kusurlu kabul edilip, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası isteğinin bu sebeple reddi doğru görülmemiştir.3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK. md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK.md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakası takdiri gerekirken, isteğinin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA. istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.