MAHKEMESİ :Kozan 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :31.03.2010NUMARASI :Esas no: 2009/354 Karar no:2010/156Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kocanın velayet ve iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yersizdir.2-Davalı kadının temyizine gelince;a-Mahkemece “evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sonucu temelinden sarsıldığı” kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacının eşine müteaddit defalar fiziki şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve birliğe ilişkin görevlerini yerine getirmediği, davalının ise kocasına mütemadi olarak hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı, davalıya oranla daha fazla kusurlu olup, davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Evlilik birliğinin devamında davalı ve müşterek çocuk bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununun 166/2.maddesi şartları oluşmuştur. Bu bakımdan davalının tam kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de, verilen boşanma kararı yukarıda açıklanan sebeple sonucu itibarıyla doğru olduğundan, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilerek hükmün bu bölümünün onanması gerekmiştir.b-Yukarıda belirtilen ve gerçekleşen olaylara göre, evlilik birliği davacının daha fazla kusuru sonucu temelinden sarsıldığına göre, Türk Medeni Kanununun 174/1-2.maddeleri gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, davalının bu isteklerinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır.c-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. d-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b,c ve d bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple gerekçesi değiştirilmek suretiyle ve yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.