MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Velayetin KaldırılmasıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 21.02.2017 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı ... ile vekili Av.....geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa 27.07.2016 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK m. 432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 19.08.2016 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir.Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.Ne var ki Aile mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 k. sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davalının temyiz isteminin reddi gerekmiştir.2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Dava, velayetin kaldırılmasına ilişkin olup, küçüğün büyükbabası tarafından davalı anneye karşı açılmıştır. Davada, davalı anne ve küçük çocuk arasında menfaat çatışması vardır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince çocuğu bu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocuğu temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bîr karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerin incelenmesine yer olmadığına, davalının temyiz itirazlarının ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, duruşma için takdir olunan 1480,00 TL. vekalet ücretinin Funda'dan alınıp Ramazan'a verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.