Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1753 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27430 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kırıkhan Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :3.1.2012 NUMARASI :Esas no:2010/283 Karar no:2012/1Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve ziynetler yönünden temyiz edilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:1-Hükmü temyiz eden davacı-karşı davalı (koca)'nın, temyiz peşin harcındaki noksanlığı tamamlaması için dosyanın mahalline geri çevrilmesinden sonra, mahalli mahkemece; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesi çerçevesinde temyiz edene bir bildirimde bulunulmadan, sadece "geri çevirmeye" dair Yargıtay kararının tebliği ile yetinilmiş, davacı-karşı davalı da temyiz peşin harcındaki noksanlığı geri çevirmeden sonra yatırmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesindeki sonucun hasıl olabilmesi için, temyiz harç ve giderlerindeki noksanlığın tamamlanması için temyiz eden tarafa usulüne uygun olarak bildirim yapılmış olması zorunludur. Bu yönde temyiz edene yapılmış bir bildirim bulunmadıkça, buna bağlanan sonuç doğmaz. Bu bakımdan, yerel mahkemenin davacı-karşı davalı vekilinin temyiz talebini Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 434/3. maddesine dayanarak reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple "temyiz talebinin reddine" dair 20.11.2012 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz dilekçesinin esasının incelenmesine karar verilmesi gerekmiştir.2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı (koca)'nın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.3-Davalı-karşı davacı (kadın) karşı boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde; kendisine evlenmeleri sırasında takılan yaklaşık 400 gram civarındaki altın cinsinden takılarının, kocası tarafından zorla elinden alınarak satıldığını ileri sürerek, bu altınların karşılığı 25.000 TL. tazminat istemiştir. Davacı-karşı davalı (koca) ise; 28.6.2010 tarihli cevabında; "davalıya evlenmeleri sırasında 400 gram değil, 300 gram altın takıldığını, bunların kendisi tarafından bozdurulup, bir kısmı ile kadının evlenmeden önceki "Avon" firmasına olan borcunun ödendiğini, bir kısmı ile de düğün sebebiyle yapmış olduğu harcamalardan doğan borçlarının ödendiğini savunmuştur. Kadının, Avon firmasına olan borcuna karşılık, koca tarafından kadın adına, alacaklı firmanın banka hesabına havale yoluyla 14.1.2010 tarihinde 1.400. TL. para gönderildiği dosyaya sunulan para transferine ilişkin banka makbuzundan anlaşılmaktadır. Kadın, kendi adına kocanın gönderdiği bu para ile ilgili bir açıklama getirememiştir. O halde, bu paranın karşılığı olan altın tutarının, kocadan tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, davalı-karşı davacı kadın, 27.7.2010 tarihli oturumda baba evine giderken kendisine takılan altınlardan sadece bir bilekliği bozdurduğunu ifade etmiştir. Bu bilekliğin, değerinin de hüküm altına alınan miktardan indirilmesi gerekir. O halde, mahkemece, kadının Avon Kozmetik Ürünleri firmasına olan borcu için kocanın eşi adına gönderdiği (1.400.TL.)'nin gönderme tarihindeki sürüm değerine göre kaç gram altın karşılığı olduğu konusunda bilirkişiden görüş alınması, bu suretle karşılığı altının gram olarak hesaplanıp, bunun değeri ile davalı-karşı davacı (kadın)'ın İzmir'e giderken bozdurduğunu kabul ettiği bir adet bilekliğin değerinin, altınların toplam değerinden indirilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.4-Koca, davalı-karşı davacı (kadın)'ın, çalıştığını ve geliri bulunduğunu ileri sürerek buna ilişkin SGK. Prim kesintisine ilişkin kaydı dosyaya sunduğuna göre, Sosyal Güvenlik Kurumundan, davalı-karşı davacı (kadın)'ın T.C. kimlik numarası ve açık kimliği belirtilerek aktif sigortalı olup olmadığının araştırılması, buradan gelecek cevaba göre çalıştığı işyerinin tespiti ile bu işyerinden aylık gelirinin araştırılması, boşanma sonucu yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin buna göre tespiti gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Davacı-karşı davalı (koca)'nın 20.11.2012 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ek kararın bozularak kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.