Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17302 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4633 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Salihli 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :09.10.2012 NUMARASI :Esas no:2012/538 Karar no:2012/568Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece ilk hükümde davalı-davacı kadın yararına 150 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve buna yönelik temyizin reddine karar verilerek bu hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bozma sonrası mahkemece verilen hükümde ise, bozmaya uyulmuş olup, yoksulluk nafakasına yönelik hükmün kesinleştiği dikkate alınmaksızın, davalı-davacı kadın yararına yeniden 175 TL yoksulluk nafakasına hükmolunması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Aynen iade, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ise bedellerine karar verilen ziynetlerin cins, nitelik, sayı ve değerleri; tefhim edilen ve buna uygun olarak düzenlenmesi gereken gerekçeli kararda ayrı ayrı gösterilmemiş, bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyunadırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. Maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.