Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17128 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5066 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Gaziosmanpaşa 3. Aile MahkemesiTARİHİ :19.12.2012 NUMARASI :Esas no:2011/1376 Karar no:2012/1071Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat, nafaka ve müşterek çocuk Poyraz'ın velayeti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Dava, 24.11.2011 tarihinde açılmış, davacı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve tazminat talebinde bulunmamış, bu talebini 28.05.2012 havale tarihli dilekçe ile ileri sürmüştür. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve Savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK md. 141/1). Davacının dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa 16.05.2012 tarihli ikinci duruşmada ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Bu durumda yoksulluk nafakası talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilecek yerde; yoksulluk nafakası hakkında yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.3-Davalı kadın cevap dilekçesini verme süresi içinde (HMK.md.127) cevap dilekçesi vererek savunmasının dayanağı olan vakıaları (HMK.md.129/1-d) açıklamamıştır. Davalı kadın ön inceleme duruşmasında karşı tarafın açık muvafakatı olmadığı halde, eşinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanmıştır. Ön inceleme aşamasındaki bu şekilde gerçekleşen savunmanın genişletilmesine davacının açık muvafakatı (HMK.md.141/1) bulunmamaktadır. Hukuki dinlenilme hakkının unsurunu oluşturan "açıklama ve ispat hakkı" Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ve şekilde kullanılabilir. Bu bakımdan; mahkemenin fiziksel şiddet vakıasını kocaya kusur olarak yükleyip hükme esas alması usul ve yasaya aykırıdır. Toplanan delillerden tarafların karşılıklı olarak birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmeleri gerekir. Hal böyle iken, davacı kocanın daha ağır kusurlu bulunması doğru olmadığı gibi, eşit kusur halinde manevi tazminata karar verilemeyeceği (TMK.md.174/2) ve bu sebeple davalı kadının manevi tazminat isteğinin reddi yerine yazılı şekilde tazminat takdiri de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.