Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16969 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3196 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ :Adana 2.Aile Mahkemesi TARİHİ :17.11.2006NUMARASI :Esas no:2005/521 Karar no:2006/1422Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, nafakalar ve tazminatlar, ziynetlerin reddedilen bölümü yönünden, davalı tarafından da, yoksulluk ve iştirak nafakaları, manevi tazminat, kabul edilen ziynetler ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davalı koca tarafından 15.3.2002 tarihinde açılan boşanma davası reddedilmiş, karar, 12.5.2003' te kesinleşmiştir. İş bu dava ise 29.4.2005 tarihinde açılmıştır.Önceki boşanma davasının reddedilmesinden sonra, tarafların biraraya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Reddedilen davada kanıtlanan olaylar davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi, fiilen ayrı oldukları süre zarfında da davalı kocadan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları davacı lehine oluşmamı??tır. Davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde davacı lehine manevi tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.3-Ziynetlerle ilgili olarak, davacı vekilinin yemin teklifi davalı tarafından kabul edilmiş ve davalı 5.10.2006 tarihli oturumda yemini eda etmiştir. Bu durumda, tanık beyanlarına değer verilemez. Yemin, bunu icra eden kimsenin lehine kesin delil teşkil eder. B uyön gözetilmeden, davacının ziynetlere ilişkin isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.4-Tefhim edilen kısa kararda, yoksulluk ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda artırımıyla ilgili istek hakkında hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararda, yoksulluk ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda artırımına karar verilerek, kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki ve aykırılık oluşturulmuştur.# Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.5-Davacının, Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesine dayanan maddi tazminat isteğiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarda 2. ve 3.bentlerde gösterilen sebeplerle davalı yararına, 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA, 3. bentteki bozma sebebine göre, davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, tarafların bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.